ANONİM.O.ZATLAR

   ETİMEK TATLISI TARİFİ    Borcamın içerisine, arada boşluk kalmayacak şekilde etimekleri yerleştiriyoruz.  Ocağın üstüne tenceremizi koyuyoruz ve içerisine:     ŞERBET İÇİN:    -2 su bardağı şeker koyup eriyinceye kadar karıştırıyoruz    -Şeker eridikten sonra hızlı bir şekilde tencerenin içine 2 su       bardağı su ilave ediyoruz Dibi tutmaması için karıştırıyoruz ve ocağın altını kapatıyoruz      Hazırladığımız şerbeti etimeğin üzerine eşit bir şekilde döküyoruz.    MUHALLEBİ İÇİN:     -1 litre süt     -1 su bardağı un    -1 su bardağı şeker   Karıştırıyoruz     -2 yemek kaşığı margarin    -1 paket vanilya   Karıştırıyoruz   Tencereyi, ocaktan alır almaz şerbetli etimeklerin üstüne döküp spatula yardımı ile düz bir görünüm elde ediyoruz.    1 saat b...

                                     Televizyon ve Biz          Evet arkadaşlar, okuldan oldukça geç çıkıyor ve o saatlerde oldukça yorgun oluyoruz. Eve gidip yemek yedikten sonra mutlaka tv seyrediyoruz. Seyrediyoruz seyretmesine de hiç bu dizilerde bize verilen eğitimi kıyaslıyor musunuz ?          Küçük yaştan beri bize yanlış gösterilen kavramlar dizilerde çok seviliyor .Örneğin mafya, silah, çetelere dolu filmler reyting rekorları kırıyo. aileler bu dizileri izliyor. Gerçekte ise hiç kimse çocuğunun bunları yapmasını istemez. Peki niye insanlar bu dizilerden vazgeçmiyorlar. Madem bu dizilerde olanlar yanlış, neden keyifle izliyorlar bu dizileri ...                                                   ...

                        Dünya Tiyatrolar Günü                  Tiyatro, seyirciyle bütünleşen, doğal, içten bir sanat dalı. Fakat hakettiği önemi görmeyen bir sanat dalı. Nedense sinema tiyatronun çok çok önüne geçmiş. Hepimize en son izlediğiniz film nedir diye sorsalar kolayca cevap veririz. Peki ya en son izlediğiniz tiyatro oyunu nedir deseler  pek çok kişinin belkide bu soruya cevabı bile olamaz. Bizler sayesinde tiyatro unutulmayacak yüz tutuyor. Galiba pek çoğumuz , teknoloji dünyasında hızla ilerlerken, bu kadar güzel bir sanat dalına gereken önemi vermeyi unuttuk...            27 Mart Dünya tiyatrolar günüydü. Yunanistan'da doğan tiyatro ülkemize Tanzimat Dönemi'nden sonra gelmiş, epey yol katederek sanat kolları arasında günümüzde önemli yer edinmiştir. Dünya tiyatrolar günü, 57 yıldır her ilkbaharda çeşitli etkinliklerde kutlanıyor. ...

                                                                       - 13 -   13 sayısı İslam dininde olmasa da Hristiyanlık için yeterince uğursuzdur. Bunun yanında açıklaması da basittir aslında 13 sayısı bir sayıdır sadece. Tek, asal bir sayı.   Size birkaç tesadüf de gösterebilirim. °Hz. Muhammed'in doğum yılındaki sayıların toplamı.    571=5+7+1=13 °İstanbul'un fethedildiği yılın içindeki sayıların toplamı.   1453=1+4+5+3=13 İbraniler'e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13. harfinin "mavet" (ölüm) kelimesinin ilk harfinin "m" olmasıydı.   Hatta öyle ki tarihte bazı insanların 13 sayısına karşı fobisi vardı. Bilinen isimlerden birkaç örnek verebilirim. Henry Ford ayın 13. günü çalışmazdı. Franklin Delano Roosevell 13 kişilik bir ye...

                                            - Elektrik Olmadan-   Odamdayım. Bilgisayarımın başında  oturmuş,ödevim için bilgi araştırması yapıyordum. Sonunda bitti. Şimdi şu dizinin bir bölümünü daha izleyeyim parmaklarımı klavyede gezdirdim. Diziyi açtım. Pat. Her yer kararmıştı. Ne oluyor?   Üstünden 10 gün geçti hala elektrikler gelmedi. Uzmanlar gelmeyeceğini de söylüyor yani en azından duyurabildikleri kısma. Meğerse ne önemliymiş elektrik bizim hayatımızda belki de insanlığın tek başarabildiği şeydir elektrik. İşte o da gitti.   O günden tam 8 ay sonrası. Tabi eskiden su, yemek gibi ihtiyaçlarımızı hemen markete gidip alıyorduk. Ya da daha kolayı İnternet sitelerinden. Ama artık öyle değil. Su ve kanalizasyon sistemleri çalışmadığından yağmur suyunu biriktiriyoruz. Belki bazılarınızın aklına gelmiştir. Elektrik kesildikten sonra havadaki...

  Başlıktan da anlaşıldığı gibi biraz özentilikten bahsetmek istiyorum. Hepimiz özeniriz kötü veya iyi şeylere ama önemli olan özentiliği bırakıp özgünlüğünüzü ortaya dökebiliyor olmanızdır.   Çağımızdaki en büyük sorunlardan birinin özentilik olduğunu düşünüyorum. Sıkılmanız da özentilik yüzünden bence. Örneğin siz evde kendiniz gibi olduğunuzda mı daha mutlusunuz yoksa bir ortamda özentilik sonucu tamamen kendi benliğinizi yitirdiğinizde mi? Başkalarının sizi beğenmesi mi daha önemli yoksa sizin kendinizi beğenip mutlu olmanız mı?  Birçok kişinin de düşünce olarak kendin ol ve özgün yaşa fikrini benimsediği apaçık ortada ama bu kişilerin de bazı şeyleri başkalarının istediği gibi yaptığını herkes biraz da olsa mantık yürüterek anlayabilir. Özenmek bazen iyi bir şeydir. Örneğin birçok kötü alışkanlığınız vardır, nefret ediyorsunuzdur ve birine bunları bırakma yolunda özeniyor iseniz aslında kendiniz olma yönünde ilerliyorsunuzdur. Fakat özenmek birçok zamanda bizleri...

 Öncelikle, burada ön yargı kırma amacım olduğunu söylemek istiyorum. Herkesin önyargılı olduğu bir DİN satanizm.    Doğruyu söylemek gerekirse önceki zamanlarda ben de çok önyargılı bir yaklaşımda bulunmuştum. ''Satanizm? Kedi kesen, birilerini kurban eden insan topluluğunu mu kast ediyorsun?'' gibi bir düşüncem vardı. Düşündüm, bir insan neden taptığı şeyi hoşnut bırakmak amacıyla kedi kesip kanını içerdi ki? Canice ve saçmalıktı, bir grup tarikatın yaptıklarının satanizm sanıldığını düşündüm. Uzun zamanımı alan bir araştırma sürecine başladım. Şok olduğum veya pek şaşırdığım söylenemez, düşüncelerimde yanılmamıştım çünkü. Satanizm aslında Lucifer denilen bir Roma tanrısını görmek, ona tapmaktı. Satanizme göre biz onların tanrılarını demonlaştırmışız. Zamanla kötülenen tanrı başka dinlerde iblis denilen kötü yaratığa dönüşmüştür. Satanizmde de aynı İslam ve Hristiyanlıktaki gibi mezhepler vardır ancak onlar bizim gibi mezhep değil de eko diyorlar. Benim en fazl...

      ALIŞKANLIKLAR     Zararlı alışkanlık denildiği zaman, ilk akla gelenler sigara ve alkol oluyor. Peki insanlar, zararlı olduklarını bildikleri halde neden bu alışkanlıkları kazanıyorlar?     Bu alışkanlıklar, genellikle lise çağında kazanılıyor. Yaklaşık 15 yaşlarında kazanılmasının sebeplerinden birisi de kendini kanıtlama isteğidir. Arkadaş ortamında arkadaşlara uymak amacıyla zararlı olduğu bilindiği halde bir kereden bir şey olmaz deyip başlanılır.     Burada en büyük sorumluluk kişinin kendisinde ve ailesindedir.  Öyle aileler vardır ki, kendileri de kullandıkları için çocuğa da buyur ederler ve çocukta kullanmaya ve kendini büyük görmeye başlar. Arkadaş ortamlarında da arkadaşlarına alıştıran kişi olur. Bir başka aile tipi ise, kendisi kullanır veya kullanmaz ama çocuk ailesinden bu konuda asla izin alamayacağını bilir ve bu maddeler çocuk için ulaşılmaz bir yerdedir. Kullanmayı çok ister, bunu ya...

                                     Maske               İnsanları ne kadar iyi tanıdığınızı zannetseniz de gerçekte kim olduklarını asla bilemezsiniz. Size hangi yönlerini gösterdiklerini, maske takıp takmadıklarını, arkanızdan söylenen şeyleri, size söylenen şeylerin doğru olup olmadığını...            İnsanların gözlerine baktığınızda aklından geçeni okuyamazsınız. Asla gerçekten ne düşündüğünü o söylemedikçe anlayamazsınız. Bir konu hakkında fikrini belirtse de düşüncelerine ve o olaya ne anlam yüklediğini tam olarak farkedemezsiniz. Tanıdığınızı zannettiğiniz bir insan değişiyor gibi geliyorsa gözünüze yanılıyorsunuz. Bu gariplikten dolayı b azen yolda yanınızdan öylece geçen bir insanı bile yakınınızdakilerden daha iyi tanıdığınızı farkedersiniz.  İnsanlar kolay kolay değişmezler. Belki de bu gariplik insan...

            Verilen Kararlar      Ben hayatta hiçbir şeyin tesadüfen olduğuna inanmam. Her olay birbiri ile bağlantılı yaşanır ve her şeyin bir nedeni vardır.       Emin olun yaşadığınız kötü bir an bile boşuna ya da şansızlıkla oluşmaz. Seçimlerimiz ve verdiğimiz kararlar, yol ayrımıyla karşılaştığımız zaman gitmek istediğimiz yollar sonucu şekillenir. Bundan dolayı kadere suç atmak her zaman saçma gelmiştir bana ya da kadere bırakmak olayların akışını. Gelecekte olacak şeyleri engelleyemeyiz belki fakat farklı seçimlerle geleceğimizi değiştirebiliriz.  Çünkü kaderimizi oluşturanlar ve yönlendirenler bizleriz.         Keşke tanımasaydım dediğiniz bir insanın bile hayatınıza girmesinin mutlaka bir sebebi vardır. Her zaman herkesten bir şeyler öğrenmenin mümkün olduğunu düşünürüm. Bu bir çocuk olabilir, hiç tanımadığım biri olabilir, beni mutlu eden biri ya da üzen ve ağlatan biri olabilir. Kim...

İÇİMİZDEKİLERDEN        İnsanın vicdanı sadece soyutluktan ibaret değildir. Kimi zaman Allah vicdanı somutlaştırrarak sınar bizi. Kimi vakit bu sınavlar merhamet açlığı çeken bir can yahut köşeye sıkıştırılıp unutulan bir zan. İşte bu canlardan biridir Hanife Teyze. Kim midir Hanife Teyze?                 Hanife Teyze yetmişlerinde garip bir kadındır. Kocası merhum emekli bir memurdur. Hanife Teyze ücra olmayan bir sokakta lakin köşede unutulmuş bir gecekonduda kocasından kalan emekli maaşıyla kıt kanaat geçinmektirdir. Kimi kimsesi yok mudur diye soracak olursanız bir oğlu birde kızı vardır. Oğlu her ne kadar annesini yanına aldırmak istesede işlerinden başını kaldırıp kendine bile vakit ayıramamakta olan be çalışandır. Kızı ise kendi çocuklarıyla ilgililenmektedir. Hanife Teyze'de ilişmek istemez çocuklarına. Her ne kadar yediremesede kendine yalnızlığı şükürdermiş hala sağ olduğu için çocukları. Gün birinde Hanif...

                                            İki Nokta Arası          İşaretler her ne  kadar kağıt üzerinde görmeye alışık olduğumuz şekiller olsa da kendi başlarına da bir anlam oluşturabilirler. Ve işte bu anlamlar baktığımızda işaretin bizde uyandırdığı bilinmeyenlerin bir nevi tarifidir. Tanzimat döneminde dilimize katılan bu şekiller aslında var olduğumuzdan beri fıtratımızda bulunan anlamlardır. Ta ki biz onları kağıt üzerinde görünceye kadar sadece hissettiğimiz tarifsiz duygular artık aklımızda bir isim ve yer almıştır. Peki nasıl mı içimizdedir işaretler ?         Hepimiz bu dünyaya bir nokta olarak doğarız. Nedir nokta? Kimileri için bir son kimleri içinse sonun başlattığı bir başlangıçtan ibarettir. Yeri geldiğinde konuları bitirirken yeri geldiğinde de ilişkilerimizi bitirir. Sonuç olarak aslında hep bir noktad...